Pratik Bilgiler

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

Muhasebe Standartları

» Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. Resmi Gazete

DUYURULAR

Önceki Dönemden Devreden KDV ile KDV İadesi İlişkisi

 

Bursa, 28.Ağustos.2014
 
ÖNCEKİ DÖNEMDEN DEVREDEN KDV İLE KDV İADESİ İLİŞKİSİ
 
               
         1 Mayıs 2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren KDV Uygulama Genel Tebliği’ nden sonra Bursa Vergi Dairesi Müdürlüğünde bazı konulardaki tatbikatlar bana göre yanlış bir yöne dökülmektedir. Özellikle KDV iadesi konusunda, yıllar önce yapılan hatalı bir tatbikat , kraldan çok kralcı bir tutumla tekrar tatbikata konmuştur.
                Önce yapılan hatalı tatbikatı bir yazalım: (Tatbikat değerli kardeşim YMM. Kemal Tığoğulları’nın yazısından alınmıştır.)
                Söz konusu yazıda:
         “  KDV İadesi talep eden mükellefler yüklendikleri kdv’ yi liste halinde hazırlayarak sisteme yüklerler. Talep ettikleri kdv iadesi tutarını kdv beyannamesinin matematiksel denkliği gereği ; geçen dönemden devir ile bu dönem indirilecek kdv tutarı toplamından, toplam hesaplanan kdv’yi çıkartarak kalan rakam ile karşılaştırır ve iade rakamını belirlerler. Zaten kdv beyannamesinin sistem üzerinden hazırlanması sırasında bu matematiksel denklik otomatik olarak gerçekleşir.
           “Mayıs 2014 döneminden itibaren ; yüklenilen kdv içerisinde önceki dönemlere ilişkin değerlerin bulunması halinde, bu değerin önceki dönemden devreden kdv ile karşılaştırılması ve yüklenilen kdv içerisinde geçen dönemlerden yazılan kdv iadesi yüklenimlerinin toplamının önceki dönemden devreden kdv’den daha az olması durumunda iadesi talep edilecek rakamın fark kadar azaltılması idarece istenmektedir.
          Konuyu bir örnekle açıklayalım. Mayıs 2014 dönemi KDV Beyannamesi bilgileri özetle şöyle olsun:
          Önceki Dönemden Devreden KDV……………………..: 1.000.- TL.
          Bu Dönem İndirilecek KDV……………………………… : 2.500.- TL.
          İndirimler Toplamı…………………………………………: 3.500.- TL.
          Hesaplanan KDV Toplamı………………………………..:    700.- TL.
          Yüklenilip İadesi Talep Edilen KDV…………………….. : 1.300.- TL.
          Sonraki Döneme Devreden KDV…………………           : 1.500.- TL. olması gerektiğine hepimiz mutabıkızdır. Ancak:
           Yüklenilip iadesi istenen 1.300.- TL. KDV’ den 1.200.- TL.’sinin Nisan 2014 tarihli faturalardan oluştuğunu varsayalım.
         Yukarıdaki örneğimizde; Mayıs 2014 döneminden itibaren uygulanan sisteme göre, yüklenilen kdv 1.300.- TL. olmakla beraber, yüklenilen kdv içerisinde geçen döneme ait 1.200.- TL. ‘nin yalnızca geçen dönemden devreden 1.000.- TL.’sinin iadeye konu edilmesiyle iadesi istenebilecek kdv rakamı 1.100.- TL.’ye düşmekte ve sonraki döneme devreden kdv 200.- TL. artarak 1.700.- TL.’ye ulaşmaktadır.
          Gelinen bu durumda, idare açısından yüklenilip indirim yolu ile giderilemeyen kdv’ nin iadesi talep edilebilir mantığı yerleştirilmeye çalışılsa da , iade talep eden mükellefler nezdinde özellikle ihracatçıların mağduriyetleri gündeme gelecektir. “ denilmiştir.
                Bana göre,  bu uygulama yasanın genel hükümlerine aykırı bir uygulamadır. Bursa Vergi Dairesi Başkanlığı daha önce de buna benzer uygulamalar yapmış ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığının 01.06.2012 tarih 059496 sayılı yazısı ile uygulamanın Gelir İdaresi Başkanlığının 14.08.2009 tarih ve 78233 sayılı yazılarında açıklandığı şekilde yapılması belirtilmiştir.
                Söz konusu Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yazısı aynen şöyledir:
                Trabzon Vergi Dairesi Başkanlığına,
                Başkanlığınız Hızırbey Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……vergi kimlik numaralı mükellefi………….tarafından Başkanlığımıza verilen bir örneği ilişik …. Tarihli dilekçede, Kasım 2008 dönemine ait tam istisna kapsamına giren işlemler nedeniyle yüklendikleri KDV’nin önceki dönemden devri bulunmaması nedeniyle bu dönem iadesinde önceki dönem faturalarının kullanılıp kullanılamayacağı ve iadeye konu edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş istenilmektedir.
                3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun İstisna Edilmiş İşlemlerde İndirim Başlıklı 32. Nci maddesinde “Bu kanunun 11, 13,14,ve 15 inci maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilir. Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisi Maliye Bakanlğınca tesbit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunur”hükmü yer almaktadır. Ayrıca tam istisna kapsamında yer alan işlemler nedeniyle doğan katma değer vergisi iade talepleri muhtelif tarih ve sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğlerinde belirtilen esaslara göre yerine getirilmektedir.
                Bilindiği gibi katma değer vergisi beyannamelerinin düzenlenmesi ve ihracat istisnasında iadesi gereken katma değer vergisinin nasıl hesaplanması gerektiği konusunda muhtelif genel tebliğlerde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Ancak yayımlanan hiçbir genel tebliğde, iadesi gereken tutarın hesaplanmasında fiilen yüklenilen vergilerin yüklenildiği vergilendirme döneminde ya da sonraki dönemlerde, indirimle giderilip giderilmediği konusunda bir araştırma veya hesaplama yapılacağına ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiştir. Bunun dışında bir uygulama, iade hakkı doğuran işlemlerle ilgili harcamaların hangi dönemlerde yapıldığı, ne kadar katma değer vergisi yüklenildiği, bunların ne kadarının ne zaman telafi edildiği hesaplamalarının yapılmasını gerektirecek ve iade edilecek verginin belirlenmesini neredeyse imkansız hale getirerek vergi idaresi ve mükellef bakımından ciddi güçlükler ortaya çıkaracaktır.
                Nitekim beyannamelerin hesaplama tablolarıyla ilgili olarak verilen dipnotlarında da, bu tür bir hesaplamaya yer verilmemiş, aksine iade hakkı doğuuran işlemler nedeniyle yüklenilen vergilerin bu işlemlerin beyan edildiği beyannamede yer alan sonraki dönemlere devreden katma değer vergisi ile kıyaslanacağı, kıyaslama sonucunda iadesi gereken verginin büyük olması halinde sonraki döneme devreden verginin iade edileceği, küçük olması halinde yüklenilen vergilerin iade olunacağı açıklamasına yer verilmiştir.
                Öte yandan, beyannamelerin yapısı gereği iade tutarları devreden vergiden düşüldüğünden Hazinenin nihai anlamda bir vergi kaybı da söz konusu değildir.
                Bilgi edinilmesini ve Başkanlığımıza verdiği dilekçesine cevaben adıgeçen mükellefe de bilgi verilmesini rica ederim.
                                                                                                              İmza 
                                                                                              Gelir İdaresi Daire Başkanı
 
Yukarıdaki özelgeden de görüldüğü üzere konu gayet açık şekilde bellidir.
Kaldı ki bütün Katma değer vergisi genel tebliğlerini bir araya getiren tebliğde de mükellefin aleyhine bir hesaplama yapılacağını belirten herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Zaten Genel Tebliğde böyle bir hüküm bulunması demek Katma Değer Vergisi kanununa aykırı bir tebliğ çıkarmak demektir ki, hiçbir devlet görevlisi böyle bir çalışma yapmaz, yapamaz. Buna rağmen, 500 milyar $. ihracatın gerçekleşmesi için çalışan, kayıtdışı ekonominin önlenmesinde büyük katkısı olan ihracatçının herhangi bir şekilde hakkı olan, bütün dünyada hemen iade edilen ihracat katma değer vergisinin iade edilmesini engellemek, zorlama usuller ihdas etmek yanlıştır diye düşünüyorum. Bu şekilde tatbikatta bulunan vergi idarelerinin tatbikatının düzeltilmesi dileğiyle.
 
 
Cevdet Akçakoca
Bağımsız Denetçi
Yeminli Mali Müşavir