Pratik Bilgiler

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

Muhasebe Standartları

» Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. Resmi Gazete

DUYURULAR

Borca Batık Bilançoları Düzeltelim

 

Bursa; 21.11.2014
 
AF YASASINDAN SONRA BORCA BATIK BİLANÇOLARI DÜZELTELİM.
 
 
2011 yılında 6111 sayılı kanunla, özellikle kasa affından sonra işletmelerin bilançolarında, özsermayeyi azaltan bir (kanunen kabul edilmeyen giderler)  veya geçmiş yıl zararları rakamı doğdu.
Şimdiki 6552 sayılı yasadan yararlanıldığında yine şirketlerin özsermayeleri azalacak ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri açısından çook  önemli bir durumla karşılaşılacaktır.
Nedir bu önemli durum?
Şirketlerin sermayesinin karşılıksız kalabilme durumu, borca batıklık hali  veya şirketlerin tasfiye zorunluluğu ile karşı karşıya kalabilmesidir.
Böyle bir durumda ne yapılmalıdır?
Konu TTK. 376. Incı maddesinde aşağıdaki gibi  açıklanmaktadır.
 
 
TTK  MADDE 376- (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar         sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.
(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.
 
                Burada bizim diyebileceğimiz (eey işletme sahipleri, durumu öğrenin, af yasasından yararlanmaya çalışırken işinizi sonlandırmayın tavsiyesinde bulunmaktır.
                 
TTK. 376. Maddeye göre sermayenin karşılıksız kalması veya azalması halinde genel kurul toplantıya çağırılır, önlemler alınır veya şirket sona erer.

Alınabilecek önlemler: Sermaye artırımı bazı birimlerin kapatılması veya küçültülmesi, İştiraklerin satışı, Pazarlama sisteminin değiştirilmesi vs. olabilir.
a.     Önlemler 378’inci madde uyarınca tehlikelerin erken teşhisi komitesince de zaten daha önceki tarihlerde önerilmiş olabilir.
b.     Yukarıdaki düşünülen önlemlerin uygulanabilmesi için, kanunî yedek akçeler dışındaki açık yedek akçelerle de zararın kapanmamış olması ve arta kalan zararın sermaye ile kanunî yedek akçeler toplamının yarısını geçmesi gerekir.
 
Kanunda, af yasalarından doğan geçmiş yıl zararları tipi göz önüne alınmamıştır. Genel olarak geçmiş yıl zararlarından bahsedilmiştir. Oysa, belki de firma karlı bir firmadır. Gayet iyi çalışan bir firmadır. Ama af yasasından yararlanmak, firmanın bilanço dengelerini bozmaktadır.
 
Özellikle borsaya veya halka açık şirketlerde durum daha da ciddi ve acıklıdır.
 
Diğer yandan, ülkemiz, artık Uluslararası Denetim Standartlarını ve Türkiye Denetim Standartları, Türkiye Muhasebe Standartları, ve Türkiye Finansal Raporlama Standartlarını kabul ve ilan etmiş bir ülkedir.
 
 
                Yukarıda bahsedilen dengeleri bozulmuş bilançolar bağımsız denetim yapılmasını önler. Böyle bir durumda firmanın, bağımsız denetim sonucunda olumlu rapor alması çok ama çok zordur. Olumlu bir bağımsız denetim raporu olmayınca:
a.     TTK açısından genel kurul yapamazsınız
b.     Bankalardan kredi alamazsınız
c.      Yabancı ortaklar size gelmez.
 
Öyle ise bu olaya bir çözüm bulmak gerekmektedir. Yıllardır bu çözüm konusu gündeme gelmekte ve fakat çözüm mümkün olmamaktadır. Biz , bu yazımızla çözümü bulduğumuzu zannediyoruz.

ÇÖZÜM : Bir defalık yeniden değerleme veya enflasyon düzeltmesi yapılmalıdır..
                Şu yeniden değerleme veya enflasyon düzeltmesinin son 10 yıllık durumunu da bir açıklayalım.
                Enflasyon düzeltmesi yapılabilmesi için Son üç yıllık enflasyon toplamının %100 ü aşması ve yıllık %10 enflasyon olması ve bu iki şartın birlikte gerçekleşmesi. Gerekmektedir.
               
                Son enflasyon düzeltmesi sırasında ve düzeltme yapıldıktan sonra 2004 ve 2014 yılları yeniden değerleme oranları aşağıdaki gibidir.
 
2014 Eylül sonu yeniden değerleme oranı
%8,59
2004 yılı yeniden değerleme oranı (VUK genel tebliği No:341)
% 11.2
 
                Yeniden değerleme oranlarını yıllar itibariyle geometrik dizi artış etkisini bir tarafa bırakarak topladığımızda dahi %88,48 gibi bir orana ulaşıyoruz.
Yıllar itibariyle tüfe ve tefe enflasyon göstergelerini görelim.

Yıllar
Tüfe Endeks rakamı
Üfe Endeks rakamı
2004
104,81
107,17
2014 Ekim
243,74
237,79

 
 
Endeksin ilk tesbitinden 2014 yılının Ekim sonuna kadar acaba enflasyon ne olmuştur.
 
1.     Tüketici fiyat enflasyonu :
Aşağıdaki formülle bunu bulabiliriz.
243,74/104,81= % 232,55 ARTIŞ OLMUŞTUR.
 
2.     Üretici Fiyat enflasyonunu da bulalım.
 
237,79/107,17 = %221,88 ARTIŞ OLMUŞTUR.
 
                Şimdi enflasyon düzeltmesi ile ilgili vergi usul kanunu 298. Maddeyi hatırlayalım. Bakanlar kurulu isterse enflasyon düzeltmesi için oranı %35 e kadar indirmeye yetkilidir.
                Demek ki, Bakanlar kurulu isterse enflasyon düzeltmesi kararı alabilir. İstenirse VUK’na eklenecek bir geçici madde ile sadece 2014 yılı için yeniden değerleme yaptırabilir ve yeniden değerlemeden doğan fonların 6111 ve 6552 sayılı  af yasasından doğan kanunen kabul edilmeyen giderlere ve geçmiş yıl zararlarına mahsup edilerek bilanço düzeltmesinin sağlanması ve kalan fon varsa sermayeye eklenmesi şartı konularak çözümü düşünülebilir.
 
10 YILLIK ENFLASYONSUZLUK DÖNEMİ SONUCU:
                Enflasyon düzeltmesi yapıldıktan sonraki  10 yıllık gelişmeye baktığımızda Tüketici fiyatları ile enflasyonun %232,55, üretici fiyatları ile enflasyonun ise %221,88 olduğu açıkça görülmektedir.
Bu şekildeki rakamlar neyi gösteriyor biliyor musunuz?
Gayet tabii ki biliyorsunuz.
İşletmelerin bilançoları yine gerçeği göstermemektedir.
 
ÇÖZÜM:
Yukarıda belirtildiği şekilde bir defalık yeniden değerleme (enflasyon düzeltmesi değil) yapıldığı takdirde şirketlerde bir yeniden değerleme fonu doğacaktır.
Doğan yeniden değerleme fonu ile özsermaye kalemi altındaki aftan yararlanmadan doğan KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER VEYA GEÇMİŞ YIL ZARARLARI İLE  karşılaştırılır ve kalan miktar sermayeye ilave edilir.
 
Bu şekilde
1.     Sabit kıymetler bugünkü değere gelecektir.
2.     Bilançolardaki kanunen kabul edilmeyen giderlerden doğan geçmiş yıl zararları ortadan kalkacaktır.
3.     Bilançolar Uluslararası  IFRS VE Türkiye  TFRS standartlarına uygun olacaktır.
4.     Düzeltmeden sonra kalan miktar sermayeye eklenecektir.
5.     Fiktif olarak şirketlerin borca batık durumda olmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Bu düzenlemenin özellikle 2014 bilançosunu kapsayacak şekilde yapılması yukarıda da bahsettiğimiz gibi gerek bilançoların düzeltmesi ve gerekse Uluslar arası ve yurtiçi denetim standartları açısından çok önemlidir.
 
CEVDET AKÇAKOCA
BAĞIMSIZ DENETÇİ
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR